Yaşlanmayan kadın Anette Larkins neden vejeteryan?
Güncelleme tarihi: 8 Şub 2022

10 yıl önce vejeteryan beslenmeye başladığımda yakın çevrem, ailem, arkadaşlarım çok itiraz ettiler‘ ilk başta, hiç canın çekmiyor mu şöyle bir İskender kebap veya köfte diyenler oldu, ya da ‘ bitkilerin de canı acıyor, bitki de yeme o zaman diyenler de oldu , hatta eğer hayvanları yemezsek popülasyonlarının artacağını, inek ve koyunların gezegeni istila edeceğini, söyleyip, o yüzden hayvanları yemeliyiz diyenler de çıktı. - zamanla baktılar ben vazgeçmiyorum, daha ikna edici olmak istediler, vejeteryan beslenirsem sağlığımın bozulacağını ispatlamak için çabaladılar ve bu sebeple bir dolu yanlış bilgi verdiler - b12 vitamini sadece ette var, eğer et yemezsen b12 alamazsın ,unutkan olursun, hayvansal protein almazsan hasta olursun, güçsüz düşersin et yemelisin, bu doğanın düzeni, et yemezsek hepimiz hasta oluruz, ‘ gibi sözler ile hep bir ağızdan beni vejeteryan olmaktan vazgeçirmek istediler.
Asıl et yemeye devam edersem hastalanacağımı öğrendiğim için onları dinlemek yerine bilim adamlarını ve duyarlı doktorların yazdığı kitaplardaki hayat kurtaran bilgileri dinledim.
İlk olarak ‘ 150 yaşayabilirsiniz’ kitabında Mikhail Tombak’dan edindiğim bilgileri uyguladım. İlk önce kalınbağırsak ve karaciğer detoksu yaptım ve eş zamanlı vejeteryan oldum. Ayrıca Mikhail Tombak’ın kitabında insanların kalınbağırsağının uzun olduğunu ve eti sindirmeye müsait olmadığını öğrendim, sindirelemeyen etin kalınbağırsakta toksin olarak biriktiğini ve yavaş yavaş toksinlerin kana karışıp bizi hastalandırdığınız öğrendim. Ayrıca eti sindirmek için uzun süre gerektiğini, bu sebeple hücrelerin temizlenmesi işleminin aksadığını öğrendiğim.
Mehmet Öz’ün kitaplarında ise ‘ serbest radikal ‘ kavramı ile tanıştım. Serbest radikaller de hastalanmayı ve yaşlanmayı tetikliyordu ve hayvansal gıdalarda ise bolca bulunuyordu.
Daha sonra internette hayvanlara verilen ilaçların, hatta hayvanların yiyeceklerine atılan kimyasalların listesi ile karşılaştım. Hayvanların ölmeden önce bir dolu hormon ve antibiyotik aldığını, öldükten sonra da reyonlarda et olarak sergilenirken dahi kırmızı ve parlak gözüksün diye yine ilaç enjekte edildiğini öğrendim.
İneklerin ömrünün 24 yıl olduğunu ama bu alınan kimyasallardan kaynaklı en fazla 4 yıl yaşayabildiklerini öğrendim. Ete geçen bu kimyasalları da yemiş olan insanların da yaş ilerledikçe hastalıklar ile baş etmek zorunda kalmasına şaşırmamak lazım.
Oysa vegan ve canlı besin diyeti uygulayan insanlar geç yaşlanıyor ve hastalanmıyor. Dünyadaki en güzel örneği olan Anette Larkins ile tanıştım. Anette Larkins kasap olan kocasına rağmen et yemiyor. 20 yaşında alıdığı bir karar ile vegan olmuş. 74 yaşında çekilmiş fotoğrafı aldığı kararın sonuçlarını gözler önüne seriyor. Kocası ile aynı yaşta. Anette Larkins tüm dünyada sağlık arayan insanların takip ettiği bir guru. Ve vejeteryanlığın olumlu sonuçlarının yaşayan örneği.
Daha sonra ünlü Cornell araştırması ile karşılaştım ve labaratuar sonuçlarını gördüm. Çin başbakanının kanser oluşu ve kansere aradığı çare sayesinde binlerce deney yapılmış. Hayvansal gıdanın kanser, Alzheimer gibi günümüzün popüler hastalıkların en tehlikeli tetikleyicisi olduğu binlerce deney ile ispatlamışlar. Deneylerden birisi şöyle; iki fareye de kanser yapan bir kimyasal enjekte ediliyor. Birisi hayvansal gıda diğeri de yeşillik ile besleniyor. Sadece hayvansal gıda alan kanser oluyor, yeşillik ile beslenen ise kansere yakalanmıyor.
Ayrıca o zamanlar öğrendiğim bir şey daha var, o da şöyle, hayvansal gıda, kandaki asit oranını arttırıyor ve alkaliyi düşürüyor. Alkali dengesi sağlamaya çalışan kan, kemikler ve organlardaki alkaliyi çalıyor ve kemikler ve organlar yıpranıyor. Hastalık ve yaşlanma artan asit oranı ile hızlanıyor.
Amerikada yapılan bir deneyde ise et yiyenlerin yemeyenlere göre daha saldırgan olduğu ve öfkelerini kontrol edemedikleri gözlemlenmiş. Bu noktada eklemek lazım Fransız doktor Benveniste in yaptığı bir çalışma gösteriyor ki, yediğimiz hayvanın duygusu ne ise onu biz de hissediyoruz. Yani mutsuzluğunu ve tutsaklığın yarattı kurban olma duygusunu. Tüm dünya insanlarının bu tür duygular ile baş etmesinin sebebi aslında orada. Ama görmek için kör eden gözlükleri çıkartmak gerekiyor.
Amerikadan ve Avrupadan sonra bir de Tibete uzanalım, Tibetli rahipler , et yemek konusuna, hangi noktadan bakıyorlar öğrenelim. Onlara göre hayvanların da insanlar gibi çakraları var. Ve hayvan çakraları insan çakralarını negatif etkiyor. İnsanlarda saldırganlık dürtüsünü tetikliyor.
Tibete kadar gitmişken, Himalaya dağlarındaki Yogilerin hayvansal gıda konusndaki bakış açılarını öğrenelim. tanrısal yükseliş meditasyonları olan Samadhi meditasyonlarına başlamanın ilk adımı bedeni temizlemek ve vejeteryan olmaktır, diyor Yogiler. İkinci adım ise zihin temizliğidir. Yani beden ve zihin temiz olmalıdır. Bu iki aşamadan sonra ileri meditasyonlar uygulanabilir. Bu meditasyonlar insanın kendi içindeki tanrısal parça ile tanışmasını sağlar. Ben bu meditasyonları uzun zamandır uyguluyorum. Sizlerle de ilk iki aşamadan sonra, meditasyonları paylaşacağım. Adım adım ilerlemekte fayda var.
Nasıl vejeteryan oldum - konusuna dönüş yaparsak, bu kadar çok sebep bir araya gelmiş ise ikna olmak kolaydı. İyi ki de öyle olmuş. Çok daha sağlıklı ve huzurlu olduğumu videonun başında söylemiştim.
10 yıl önce beni vejeteryan olmaktan vazgeçirmek isteyen arkadaşlarımdan bazıları, bugün vejeteryan oldular. Peki 10 yıl içinde ne değişti. İlk olarak hem dünyada ve hem de ülkemizde vejeteryan doktor sayısı çok arttı. Joel fuhrman 10.000 den fazla kanser hastasını sadece veeteryan menüler ile iyileştirdi. Hatta kemoterapi görmelerine gerek kalmadı. Fuhrman hayvan etine ‘ ceset ‘ diyor. Ceset yiyerek, ceset olmaya koşar adım gitmeyiniz. Diyor.
İkinci olarak insanlık yeni bir dönemece girdi. İnsanlık tarihi, insanlığın verdiği sınavlar ile doludur. Kölecilik, ırkçılık, radikal milliyetçilik gibi sınavların sonunda insanoğlu en son olarak türcülük sınavı veriyor.
Dünya popülasyonunun %95’i türcüdür. Yani insan türünün diğer türlerden üstün olduğunu söyler. Diğer türlerin insan için yaratıldığına inanırlar, bazıları hayvanların kürklerini giyer, bazıları hayvanların insanların hizmetinde olduğunu düşünür, kötü muameleyi mazur görür, aralarında hayvanların acı çekmediğini iddia edenler de vardır. Ve maalesef deneyimlerim, hayvanların bir ailesi olduğunu dahi bilmeyenler, bilse de aldırmayan insanlar olduğunu gösterdi. Oysa çoğu hayvan aile olarak yaşar, kesime gönderildiklerinde , belkide gönderimeden çok uzun zaman önce çoğu ailesinden ayrılır.
Bazıları da tek eşilidir. Yani ömür boyu eşine sadık kalır. Yürütülen son çalışmalar hayvanların empati kurduğunu, flört ettiklerini, arkadaşlık kurduğunu, eğlenmek için fırsat yarattıklarını, bazılarının aç kalmak uğruna kötü yemekten uzak durduğunu, gösteriyor. Hayvanlar kendi aletlerini yapıyor ve modifiye ediyorlar. Hayvanların ayrıca kendi kültürleri var, başka hayvanlara karşı şefkat gösterebiliyorlar. Aldatıyor, sataşıyor, rol yapıyor, keyifleniyor; yas tutmak, memnuniyet, kıskançlık , neşe ve utanç gibi bir çok duyguyu ifade edebiliyorlar.
Türcülük iddiası, İnsanoğlunun üstünlüğünü hayvanlardan zeki olmasına dayandırır. Oysa hayvanların acı çektiğini, ailelerinden ayrılmak istemediklerini, duyguları olduğunu anlayamayan zeki bir türüz. Zeka belki de şişgin bir egoya sebep oluyor. Şişkin ego ise kafa karışıklığı, Bilemiyorum. Neyse ki son dönemde egosunun sesi yerine vicdanının ve doğru olanın sesini dinlemek isteyenlerin sayısı artıyor.
Siz de hem bağışıklık sisteminizi güçlendiren hem de daha yaşanabilir bir dünya yaratan vejeteryan beslenme ile tanışmak ve önemli tüyolar almak isterseniz, takip etmeye devam edin çünkü bundan sonra vejeteryan menülerin videoları geliyor. 10 yıllık süreçte öğrendiğim tüm tüyoları sizler ile paylaşacağım. Mesela sarımsak neden öğütülüp yenmeli? Keten tohumunu neden salatalara eklemek değil, su ile içmek gerekiyor? Mantardaki protein oranını arttırmak için yapılan mini uygulama nedir? Vejeteryan beslenme ile nasıl ideal kilonuza ulaşırsınız? Gibi onlarca hayatınıza olumlu etki edecek bilgiyi sizler ile paylaşacağım.
Herkese selamlar ve sevgiler